Mehmet Avcı: Muhsin Yazıcıoğlu’na inanan insanlar bu dosyayı kapattırmayacaklar – Birlik Haber Ajansı

HAKAN BAKAR/SİVAS-BHA Avcı, “Bizleri

HAKAN BAKAR/SİVAS-BHA

Avcı, “Bizleri yıldırmak aileyi usandırmak ve artık bu işin çözülmeyeceği kanaatine vardırarak dosyayı zaman aşımına uğratmak ve dosyayı kapatılması isteniliyor. Muhsin Yazıcıoğlu’na inanan insanlar bu dosyayı kapattırmayacaklar. Bunun bilinmesinde fayda var” dedi.

Medyanethaber Kopyası (18)

Muhsin Yazıcıoğlu suikastı iddialarıyla yürütülen ana dava soruşturması kapsamında, ifadesine başvurulan dönemin Sivas eski Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Avcı, olay günü Yüksel Yancı’yı aradığında telefonun, suikastı işleyenler tarafından açıldığını söyledi.

Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına yönelik suikast düzenlendiği iddiaları üzerine Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Sivas Adliyesi’ne giden Mehmet Avcı, SEGBİS sistemi üzerinden ifade vermeden önce Sivas Adliye Sarayı önünde bir basın açıklaması yaptı.

Sivas Adliye Sarayı önünde açıklama yapan Mehmet Avcı’ya Muhsin Yazıcıoğlu’nun abisi Yusuf Yazıcıoğlu, olayda vefat eden Yüksel Yancı’nın oğlu Alper Yancı ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları eşlik etti.

“Ne diyordu İsmail, ‘Bunlar da kim abi’ diyordu”

Avcı, Sivas Adliye Sarayı önünde yaptığı açıklamada, helikopterin F-16 savaş uçakları tarafından yakın mesafeli uçuş yapılarak düşürüldüğünün kesin olduğunu, “25 Mart 2019 saat 15.03 Muhsin başkanımızın ve arkadaşlarının bindikleri helikopter maalesef düşürülüyor. Kaza gibi algı oluşturulmaya çalışılıyor. Kaza olmadığı, aynı anda Muhsin başkanın olduğu helikopterin üzerinden iki F-16 savaş uçağının alçak uçuş yaparak helikopteri ses hızıyla düşürdükleri kesindir. Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan helikopterin düşürüldüğü yerde ikinci bir helikopterin de kırıma uğradığı, şimdiye kadar mahkemeler oldu. Bu mahkemeler topu taca atma mahkemeleriydi. Bir kısmı hırsızlık, bir kısmı görevi kötüye kullanma gibi olayı tamamen oyalamaya yönelik, suikastı kapatmaya yönelik mahkemeler gördük. F-16 uçaklarının helikopteri düşürdüğünü birinci madde olarak ele aldığımız zaman. Aynı gün gazeteci İsmail Güneş kardeşimizin konuşması hepinizin kulağında çınlıyordur. Ne diyordu İsmail, ‘bunlarda kim abi’ diyordu. İsmail Güneş orada yabancı birilerinin olduğunu açıkça söylüyordu. İsmail Güneş o gün bu organize suç örgütüne darbe vurdu. Bu suç örgütü helikopteri düşürmekle kalmadı, helikopterde bulunanların ölüp ölmediğinden emin olmak için en geç 1-2 saat içerisinde oraya birileri geldi. İste o gelenleri İsmail gördü ve söyledi. İsmail Güneş’i yaklaşık 400-500 öteye sürüklediler. GSM operatörlerinin çekmediği bir alana götürdüler. Orada ölüme terk ettiler. Büyük ihtimalle çenesinin kırılması da bu aşamada oldu. Çenesi kırık bir insanın saatlerce konuşmasını hiçbir tıp bilimi açıklayamıyor.” dedi.

“Bu telefonu bir daha aramayın başınız derde girer”

Helikopter düştükten sonra olay yerine gidenler Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını ölüme terk ettiler. Orada birilerinin bulunduğunun bir başka delili ise Adana Jandarma Bölge Komutanlığında önemli bir subay, aynı bölge içerisinde bulunan bir başka subaya saat 19 civarında telefon ederek ‘birkaç tane ex var’ bilgisini veriyor. O bilginin ardından Kayseri Valisi açıklama yapıyor. Açıklamasında, ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayağı ve kaburgası kırık. Kayseri Devlet Hastanesine getiriliyor’ İfadelerini kullanıyor. Sonrasında otopsi raporlarına bakıyoruz. Ayağı ve kaburgasının kırık olduğu doğru. Bu olay yerinde aynı gün aynı saatte tespit edenler var ama Muhsin başkanı ve arkadaşlarını oradan hastaneye götürmüyorlar ve ölüme terk ediyorlar. Yine helikopter düştükten sonra olayda vefat eden Yüksel Yancı’yı aradım ve telefon açıldı, “24 Nisan 2009’da Sivas Emniyet Müdürlüğü’nde, Malatya özel yetkili savcılığında 2019’da Yargıtay adına Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesinde verdiğim ifadelerde yine orada birlerinin olduğuyla ilgili bir ispattır. Ben ve birçok arkadaşımız o gün orada kazada kalan arkadaşlarımızı başta şehit liderimiz olmak üzere telefonla Türkiye’den ve dünyanın çeşitli yerlerinde arayanlar oldu. Bu aramaların içerisinde ben Yüksel Yancı’yı aradım. Telefonu çalınca aramaya devam ettim. GSM operatörlerinde de alarak savcılık ve mahkemelere sunduğumuz raporda 22.54’te benim aradığım telefon açılıyor. 12 saniyelik bir görüşme var. Fakat karşıdan gelen hiçbir ses olmadı, duymadım. Tabiat sesine benzer sesler geldi. O gün orada olanlar Yüksel Yancı’nın telefonunu açtılar. GSM operatörlerimizden aldığımız telefon kayıtlarına göre Yancı’nın saat 21’e kadar telefon görüşmeleri var. Aynı dakikalarda benden sonra yine yüksel yancının bir akrabası arıyor ve telefon yine açılıyor. Bu kez karşı tarafta bir muhatap var ve diyor ki ‘bu telefonu bir daha aramayın başınız derde girer’. şeklinde ifade etti.

Medyanethaber Kopyası (16)

“16 yıldır maalesef ana dava açılmadı”

Suikastın açık ve net olmasına rağmen 16 yıldır ana davanın açılmadığına vurgu yapan Avcı, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Bu saydığım sırasıyla konulara baktığımızda helikopter düşürüldükten sonra tamamen ölümlerini beklemek için orada birlerinin olduğu artık her şey mahkemelerce ortaya çıktı. Bu işin kaza olmadığı suikast olduğu açıktır. 16 yıldır maalesef ana dava açılmadı. Ana sava açılacak olursa bu işin çorap söküğü gibi geleceği ortadadır. Çünkü 16 yıldır başta Yusuf abim olmak üzere aile ve avukatlarımız olmak üzere gerek Malatya’da ki mahkemelere gerek Maraş’taki ve Ankara’daki mahkemelere bizzat yüzde seksenine katılmış ve dinlemiş biri olarak bu hadisede her şeyin açık ve net olduğu ortada ana davanın açılmasını bekliyoruz. Dosya kapatılmak isteniyor. Savcılarımız görevlerini yapıyorlar belki 200 klasör var. Hepsini okuyup anlayana kadar görev yerleri değişiyor. Bu savcılarımızın da başka birçok işleri var. Dolayısıyla dosya sürüncemeye bırakılıyor. Bugün benim burada vereceğim ifade SEGBİS sistemiyle Sivas Savcılığımızdan Kahramanmaraş ana dosyasına bakan savcımıza gidecek. Bu 16 yıllık süre içerisinde dava tam bir orta sahada top çevirme taca atma ve tekrar orta sahaya alma şeklinde yürütülen bir dava. Bizleri yıldırmak aileyi usandırmak ve artık bu işin çözülmeyeceği kanaatine vardırarak dosyayı zaman aşımına uğratmak ve dosyayı kapatılması isteniliyor. Muhsin Yazıcıoğlu’na inanan insanlar bu dosyayı kapattırmayacaklar. Bunun bilinmesinde fayda var. Bunlar organize bir suç örgütüdür. Arkalarında kim varsa hiç fark etmez devletin bu işi çözmesi lazımdır. Şu an ana davayı yürüten savcılarımıza güvenmek istiyoruz. Devletimize adaletimize güvenmek istiyoruz. Bir an önce ana dava açılarak bu katliamın sorumlularının cezalandırılmasını istiyoruz. 16 yıl oldu. 10 yaşındaki çocuk 26 yaşına geldi. Dolayısıyla bu suçu işleyenlerin bir kısmı 40- 50 yaşlarında olsa insan ömrü sınırlı. Mahkeme gecikirse bu insanlarda ölmüş olacak. İfade veremeyecekler. Bu karlar altında kalan adaletin tecellisini görmüş oluruz.” şeklinde açıklama yaptı.